VİTOOOO 2400 TL

VİTOOOO 2400 TL

Evet doğru duydunuz! Vitoooo 2400TL !!! :)



Sekiz yakın arkadaşın -tatilden sonra 1 ay ne görüştüler ne yazıştılar :)- Fethiye tatil maceralarının kahramanı olan araç. 



Her buluştuğumuzda sürekli söylediğimiz ‘hep beraber tatile gidelim’ sözleri, bir sabah kurulan olmazsa olmazımız WhatsApp grubuyla (Grubun adı Vitooo 2400TL) icraata dökülüp planlar yapılmaya başlandı. Ne kadar yakın arkadaş olsanız da sekiz kişi bu, dile kolay, herkes farklı şeyler istiyor. Nereye gideceğiz, nasıl gideceğiz ve nerede kalacağız?  Kafalarda deli sorular :) Bölge bölge otellere bakılıyor, uçak biletleri gözden geçiriliyor, sonuç olarak her şey çok pahalı. WhatsApp konuşmalarını buraya koysam acırsınız, o derece! Dip Not: Sekiz kişinin altı tanesi çalıştıkları şirkette müdür, iki tanesi ise işsiz :)



Günler geçiyor ve biz hala nereye gideceğimizi ve nasıl gideceğimizi planlayamıyoruz. Otel kısmını bir kenara atıp ev kiralama konusunda hem fikir olduk. Akıllarda tek bir soru var; o zaman yemekleri kim yapacak? Tutacağımız evi ya Fethiye civarında ya da Çeşme’de kiralayacaktık. Sonunda tabii ki Fethiye’yi seçtik. Sebebi ise kaçınılmaz olan : Ucuz oluşu! Zaten ucuz tatil her zaman en güzelidir. 



Hala bir problemimiz var : Ulaşımı nasıl yapacağız? Sekiz kişide iki tane özel araç var. Özel aracıyla gitmek istemeyen de bir kişi. Adam haklı, son model aracıyla o kadar kilometre yapmak istemiyor; ama bunu çok benzin yakar diyerek geçiştirmeye çalıştırıyor, yemezler! :)

Ve sonunda o “muhteşem” Vito’yu kiralama vakti geldi. Vitomuzu bir haftalığına 2400TL’ye kiraladık, herkese çok uygun geliyor sonuçta; 2400TL / 8: kişi başı 300TL. Bu hesabı kim bilir kaç defa yaptık bilmiyorum. 



Ve sonunda hayallerimiz ve planlarımız gerçekleşti, yola çıkabiliriz. Sabah yola çıkmak için anlaştık, sabırsızlıkla bu tatili bekliyoruz. Arkadaşlar sabah 7’de bizi evden almak için geldiler, o da ne, Vito beyaz! Beyaz Vito mu olur, Vito dediğin siyah olur! :) Bizim Vitomuzdan önce gerçekten beyaz Vito gördüğümü hatırlamıyorum! Bu işte bir terslik var anlayacağınız. Keşke sadece beyaz olması problem olsaydı; asıl problem Vito’nun yan kapı sürgüsünde problem var ve kapısı kapanmıyor! Aşağıdaki fotoğrafta kapının durumunu görebilirsiniz. İstanbul’da çekilen fotoğraf, Avrupa yakasından Asya kıtasına geçerken. :)



VE EFSANE VİTO YOLCULUĞU BAŞLADI :)




Uzun uğraşlar sonucunda kapıya emniyet kemeriyle çözüm buluyoruz ve bekle bizi Fethiye! Ve tabii ki Osmangazi Köprüsü üzerinde fotoğrafımız olmazsa, o bir tatil sayılamaz :) (Yukarıda görebilirsiniz)

Sabah olmasından dolayı durgun başlayan yolculuk, sabah kahvaltısından sonra birden değişti. Hem de nasıl bir değişim! En çok özlediğim gidiş yolculuğu heyecan ve mutluluk doluydu. Bu arada, mavi kapaklı soğutucuyu almak efsane hareketti, yolculuk sırasında içtiğimiz her şey buz gibiydi! Teşekkürler mavi kapaklı soğutucu sahibi arkadaşım :) Soğutucunun fotoğrafı aşağıdadır, kesinlikle sahip olmanız gereken bir ürün :)





İstanbul-Fethiye arası 9 saat sürdüğü için bir karar almak zorundaydık çünkü 9 saatlik yolculuk kızlara problem olabilirdi. Ortak bir nokta bulup saati yarı yarıya düşürmeliydik. Neresi olmalı, nasıl olmalı derken tabii ki Kuşadası’nda karar kıldık :)) Kuşadası'nı seçmedeki diğer sebebimiz ise Kuşadası milli parkının görülmeye değer olmasıydı. Ne kadar saçma bir iş yapmışız; zaten biz Kuşadası’na 7.5 saatte varmıştık :) Kuşadası’nda butik otel tarzında çok güzel bir pansiyonda odalarımızı ayarladık. Bavullarımızı pansiyona bırakıp bir an önce plaja gitmeliydik, sabırsızlıktan ölüyorduk. Herkese o ayakların denize ilk giriş fotoğrafını göstermeliydik! Takipçilerimiz Instagram’da bizi bekliyor ne de olsa! (Deliriyoruz :) Eşyalarımızı bıraktıktan sonra denize girmek için yola koyulacak iken fark ettik ki Vito’nun meğerse kapıları da kilitlenmiyormuş! Bir şok daha, ya arabayı gece çalarlarsa! :) Neyse bu durumu da görmezden gelmemiz gerekti. Takipçilerimiz fotoğraf bekliyor, arabayı çalsalar da olur, bizim için sıkıntı yok. Hafta sonu olduğu için Kuşadası Milli Parkı tıklım tıklım ve jandarma içeriye almıyor, e bizim buraya geliş amacımız milli park zaten. Girmek için çok uğraştık, fakat maalesef giremedik içeri. Arkadaşlarıma o milli parkın güzelliğini gösteremediğim için çok üzgünüm :)



Neyse; takipçilerimizin ayaklarımızı görmek için sabırsızlandığını bildiğimizden vakit kaybetmeden halk plajına doğru yol aldık. Ve sonunda beklenilen an; plajdayız! Önümüzde sonsuz bir deniz ve bizde yitip bitmeyecek ayaklar :) Denizin içinde çektiği fotoğrafı paylaşan ilk arkadaşımın suratındaki mutluluğu görmeniz gerekiyordu, böyle bir şey olamaz! :) Ayaklarımızı da paylaştığımıza göre, pansiyona geri dönebiliriz artık, bütün her şey bu fotoğraflar içindi. Bu arada deniz çok dalgalıydı, hiç zevk almadık. Kısacası Kuşadası bizim için hüsrandı.



Kuşadası vakasını bir an önce atlatmalıydık, dolayısıyla sabah olduğunda hemen Fethiye için yola çıktık. Yine yolda eğlenceli müzikler eşliğinde mavi kapaklı soğutucumuzla beraber güle oynaya Fethiye yolundayız. Beklenti çok büyük bu sefer, Kuşadası’ndan sonra her şey güzel olmalıydı. Öğlen iki sıralarında Fethiye'ye vardık ve kiraladığımız evi çok merak ediyorduk. O da ne, bu ev değil bir villaydı! Villamızı bulan arkadaşın ilk söylediği cümle ''Evi iyi bulmuşum değil mi gençler?'' idi, buradan sana selamlar ey villa bulucu ağabey :) Villanın drone ile çekilmiş fotoğrafını aşağıda görebilirsiniz. Beyaz Vito gözünüze hemen çarpacaktır :)





Tatil maceramız öncesi ve yolculuğumuz bu şekilde gerçekleşti . Fethiye 'de gezdiğimiz yerler ve yaşadıklarımız hakkında farklı bir yazı daha yazacağım . Sizleri okurken yormak ve sıkmak istemediğimden burada kesiyorum .


Okuduğunuz ve yorum attığınız şimdiden teşekkür ederim :)










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EFES ANTİK KENT ( Ephesus )

ÖZLENİLEN BEYAZ ŞEHİR : Belgrad

BEN KİMİM ?